30 Aralık 2015 Çarşamba

Pepparkaor yanı salaş lor etkisi


Merhaba ülkemiz ve şehrimiz yoğun kar yağışı altındayken, ben de size yogun lor tadı etkisi sunmak istedim. Papperakekor ile mükemmel eşlik ettiğini önceden belirtmek isterim. ;)
 Papperakekor tarifini internette kolayca bulabileceğiniz, ve bir uyduruk olmadığı için onun tarifini burada vermeyeceğim. Gelelim şimdi Salaş Lor Etkisi'nin tarifini.  Ben fotoğrafta daha az bir ölçü kullandım. Size vereceğim tarif 6-8 kişilik toplar çıkartabilir.

Ne Lazım?
100 gr tuzsuz  kaşar loru (normal lordan bir parça dahan yağlı olup, tereyağına yakın bir tadı var)
Bir avuç kuş üzümü
İki dolu çay kaşığı tarçın
Bir paket bitterin yarısının rendelenmiş hali yada bir avuç damla çikolata
Ba


Peki Ne Yapmak Lazim

Kaşar lorunu bir 15 dakika buzlukta tutup çıkarttın. Böylece lor daha kolay şekil alacaktır. Ben bu sefer pek uğraşmayıp daha dağınık toplar elde ettim. Tatlı da adını buradan aldı zaten. Buzluktan çıktığınız lorunu çukur bir kaba alın. Tarçın, bitter çikolata ve kuş üzümünü lorunu üzerine ekleyip, hepsini bir bulamaç elde edinceye kadar karıştırın. Diğer yanda düz bir servis tabağının tabanına bal dökün. İki kaşık yardımıyla yahut elinizle elde ettiğiniz bulamaça yuvarlak bir şekil verip, bal koyduğunuz tabağa dilediğiniz şekilde yerleştirin. Topların üstüne biraz daha bal gezdirin ve bir yarım saat toparlanması için dolapta tutun. Bu süre zarının sonunda, tatlımız Papperakekorların yanında servise hazırdır efendim.

Afiyet, bal ve şeker.  ;)

Herkese lezzetli yıllar dilerim.

29 Eylül 2015 Salı

"Kış Zengini" Bir Özbek Çorbası Revizesi





Tam da zamanıymış gibi, sabah bizimkilere bu çorbayı yapmaya karar verdiğimde yağmur yağmaya başladı. Kış çorbanın üstüne gelirmiş demek ki... Çorbanın orijinal hali Özbeklere ait. Bu çorbanın tarifini dört yıldır babaannem ve dedoma misler gibi bakan Züleyha abladan alıp, kendimce bir şeyler kattım. Buyrunuz bakalım.

Ne Lazım? 8 kişilik

500 gr.  haşlanmış parça kuzu eti

250 ml. et suyu (parça etleri haşladığınız su olabilir bu. Ben lezzetli olsun diye kaval kemiği de atıp, sonra kemiği alıyorum.)

- 2 dilim tatlı kabak
                                 (kibritten daha kalın, fakat kibrit boyunda doğruyoruz kabak ve havuçları)
- 2 orta boy havuç
                     
- 2 ortaboy soğan

- 4/3 bardak yeşil mercimek

- 100 gr. domatesli erişte (kendimiz yapıyoruz)

- tereyağ

- tuz

O Zaman Erişte için...

3 çorba karşığı domates suyu

1 yumurta

1 çay bardağı ılık su

tuz

un

Malzemeyi hamur yapıp (evet evet evet kulak memesi! :-) en 45 dk. dinlendirip öyle açıyor, erişte boyutunda kesiyoruz.


Şimdii... Ne yapmak Lazım?

Haşlanmış etlerimzi et suyunu içine atıp, orta hararetli ateşte kaynamaya bırakıyoruz. Başka bir tarafta rendelediğimiz yahut robottan geçirdiğimiz soğanları tereyağda hafifçe öldürüyoruz. Isınmakta olan  et suyuna sırasıyla öldürdüğümüz soğanları, yeşil mercimek, kabak ve havuç dilimlerini atıp suyun iyice kaynamasını bekliyoruz. Artık yavaş yavaş çorba olmaya başlayan karışım tam olarak kaynamaya başladığı sırada son olarak eriştelerimizi atıyoruz ki, erişteler birbirine yapışıp topak olmasın. Kaynayan çorbaya tuzunu ilave edip, ykısık ateşe alıp, yaklaşık 40 dakika kaynamasına izin veriyoruz. Yenecek sıcaklığa kadar soğuduğunda servise hazırdır efendim.







Şimdi gelelim tahminimce soracağınız sorulara...

- Çorbaya orjinali dışında ne ekledin?

       Orijinal tarifte tatlı kabak yoktu. Ayrıca eriştesi de sade erişteydi. Bu tip yemelere doğrudan domates koymak, görüntü ve kıvam olarak kesinlikle çok kötü sonuç veriyor. Lakin domates tadını hafifletilmiş olarak malzemenin içine katabiliryorsak, bu tarifteki gibi, yemeğin süprizli bir tadı olmasına neden oluyor.

- Neden anında yapılmış erişte?


Hamurun rengi böyle olmalı 
   Yaş hamurun anında pişmesiyle, kurutulmuş hamurdan yapılmış iki yemek arasındaki lezzet farkını ninelerimizin açma böreklerinden biliriz değil mi? Eğer yapacak vaktiniz varsa taze hamur her zaman şampiyondur unutmayın. ;)


Afiyet, bal ve şeker...

SAD






17 Eylül 2015 Perşembe

Merhaba ben "Acı ve Terbiyeli"



"Acı ve Terbiyeli"

Kısık ateşte baharatlandırılmış dana bonfile marine


Ne Lazım?

(4 kişilik)

- 8 orta büyüklükte az dövülmüş dana bonfile parçası
- 3 orta boy soğan
- 3-4 diş sarımsak
- Yarım su bardağı bal
- 3 adet ince kıyılmış kırmızı yağ biberi
- 100gr. Jalepeno biber turşusu (Orta acılıkta bir meksika biberi türü)
- İki yemek kaşığı dolusu tereyağ
- Yarım çay bardağı balzamik sirke ya da nar ekşisi
- Öğütükmüş tane kara biber
- Tuz (az miktarda)
- Su


Peki ne yapmak lazım?

Yayvan tabanlı bir tencerede (ben döküm tencere kullanıyorum) tereyağı eritilir. Eriyen yağın içine "salatalık soğan" diye tabir ettiğimiz şekilde doğranmış soğan ve ince kıyılmış sarımsak eklenir. Soğan ve sarımsaklar kısık ateşte iyice öldürüldükten sonra, yağ biberleri ve Jalepenolar eklenir. Biberler de kendini saldıktan sonra, bal, balzamik, tuz ve karabiber ekleninip bir taşım tıkırtatılır. Krarmelize kıvama gelmiş karşıma önceden çatalla birkaç yerinden delinmiş bonfile parçaları atılır. Parçalar karamelize olmuş karışımın içinde ters yüz edilerek sosu iyice içine çekmesi sağlanır. Etin üstünü tam kaplamayacak şekilde sıcak su eklenerek yemek kısık ateşte pişmek üzerine kapağı kapatılır. 45 dakika sonra yemeğimiz servise hazır.

NOT: Yanında tereyağda çevrilmiş dereotlu haşlanmış patatesi garnitür olarak sunabilirsiniz.

Afiyet, bal, şeker

SAD



11 Temmuz 2015 Cumartesi

Akşamüstücinnoiato Evet evet! Macchiato Frappucino soyundan uyduruldu!



Hava sıcak yüzünü göstermeye başladı. Bir mola vermek ya da iftar sonrası hararetini hafifletmek isteyenlere geliyor benim baharatlı kahvenin buzlu tarifi.

Ne Lazım?

- 500 gr süt
- 10 gr çekirdek kahve
- İki kabuk tarçın
- Bir çubuk vanilyanın 10 da 1 i (yani ucundan iki parmak ölçseniz yeterli)
- Şeker (isteğe göre)
- Krema (ben bulduğum yerde köy sütünden elde ettiğim kaymakla yapıyorum. Hazır da kullanabilirsiniz.)
- Yarım çay bardağı kaynar su


Peki Ne Yapmak Lazım?

Kahve çekirdeği tarçın ve vanilyayı kahve öğütme makinesinden geçirin. Bu karışımı ince elekte eledikten sonra yarım çay bardağı kaynar suda demleyin. Karışım demlendikten sonra isteyen istediği ölçüde şekerini ekleyip karıştırabilir. Bu isteğe bağlı işlem sonrası demlenmiş karışımı bir köşede soğumaya bırakın. Ardından karışımı soğuk süte ekleyip karıştırın. İçine buz ekleyip üstünü krema ile süsleyebilirsiniz. Hazırlarken karnınız mı kazındı. Ya da iftardan 1-2 saat sonra bir şeyler mi atıştırmak istediniz? Sıcak Pişi, hele üstüne biraz pudra şekeri ekleyince  Akşamüstücinniato'nun yanında güzel gidiyor.

Afiyet, Bal ve Şeker... :)

SAD

27 Haziran 2015 Cumartesi

Kuru yemiş ve Eriştenin Aşkı

Fotoğraf Merve Özkaya




Bu son derece basit uyduruk Erişte tarifi bir gece vakti kuru yemiş kaçamağı yaparken zihnimde canlanıverdi. Şu bademi ve Şam fıstığı tereyağında hafifçe kavursak dedim mesela...? Ne kadar leziz olur ve nasıl parlak görünür! Ama yağda çevrilmiş kuru yemişi tek başına yemek kadar saçma bir şey yoktu şu dünyada diye düşündüm. O lezzetin karışabileceği nötr bir yiyecek olmalıydı evrende ve bu nefis ev eriştesinden başkası olamazdı. Bir iftar vakti evimizi şenlendiren delişmen ortağım Merve Özkaya'nın üstünde denenmeliydi bu yeni tarif. Evet öyle de oldu.

Ne Lazım?

- Yarım kg. Erişte
- 50 gr. Şam fıstık içi
- 50 gr. ceviz
- 50 gr. kavrulmuş tuzlu badem
- İki dolu çorba kaşığı tereyağı
- zeytinyağı
- tuz


Peki Ne Yapmak Lazım?

Erişteyi biraz zeytinyağı koyarak (yapışmaması için) haşlıyoruz. Pişmesine yakın tuzunu ekliyoruz ki, pişirmeyi geciktirmesin ama tuzun tadını da erişteler içine çeksin. Erişteyi süzüp bir kenara akılıyoruz. Aynı tencereyi tekrar ocağa koyup, içinde tereyağını eritiyoruz. Tereyağı iyice kızdığı zaman ceviz, Şam fıstığı ve bademi içine atıp kavurmaya başlıyoruz. Kuru yemşlerimiz iyice parlayıp, çıkan koku dayanılmaz güzelliğe ulaştığında altını kapatıp süzdüğümüz erişteyi tekrar tenceye kuru yemişlerin üzerine boşaltıp karıştırmaya başlıyoruz. Karıştırma sırasında tüm malzemenin eşit ısıya gelmesi için ocağın altı çok hafif açılabilir. Lakin bu işlemi yaparken karıştırmayı hiç bırakmamak lazım çünkü erişteler anında tencereye yapışabilir.

Sizi bir iftar saatinde "ne pişirsem" işkencesinden kurtarmış olmayı ümit ederek selamlıyorum.

Afiyet, bal ve şeker...

SAD

14 Haziran 2015 Pazar

Karnı sürekli aç gezen ev çocuğuna sofistike et sote ;)

Fotoğraflar SAD
Soya Sosu, Susam ve Sofistike Et Sote

Annemsiz geçen günlerde mutfağın dümenine tümden ben geçiyorum. Bu da bir anlamda Kerem'i ihya etme görevinin bana geçmesi demek oluyor. Evdeki malzemelere bakıp voleyboldan dönmeden önce ona bir şeyler yapayım dedim. Orataya bu çıktı.

Ne Lazım?

- Yarım kilo dana kuşbaşı 

- 10-15 adet küçük mantar (Kuşbaşı et boyuna yakın seçiriyorum ki doğramaya gerek kalmasın. Böylelikle hem mantarın kara iç rengi ortaya çıkıp yemeğin rengini bozmuyor hem de şeklen pek hoş duruyor.

Bir kahve fincanı soya sosu
- Yarım kahve fincanı susam
- Bir bardak su
- İki yemek kaşığı tereyağı
- Kekik


Peki Ne Yapmak Lazım?

Yine yayvan tavamızı alıyoruz. İçinde tereyağını erittikten sonra önce susamları atıp çeviriyoruz. sonra etleri atıp sularını salana kadar çevirmeye devam ediyoruz. Ardından mantarlar için de aynı işlemi uygulayıp soya sosunu ekleyip 5 dk. karıştırarak sotelemeye devam ediyoruz. Ardından bir bardak su ekleyip, kapağını da kapatıp 15 dk tıkırdamaya bırakıyoruz. Suyunu iyice çekip, susam ve soya sosu karemelize bir kıvamda et ve mantarları sarmışken yani tıkırdamanın son 5 dk'sında kekiği ekliyoruz. Kekik fazla pişip acı tadını salmasın. ;)

Afiyet, bal ve şeker...

SAD 

10 Haziran 2015 Çarşamba

Enginarı Kıymaladık. Pek de Güzel Oldu...

Fotoğraf Ayşe Dayı


Kıymalı Enginar fikrini ilk defa kendisi de bir mutfak cadısı olan datlu arkadaşım Beyhan'dan duymuştum. Onun daha sade yaptığı bu güzelliğe ben zeytinyağlı dolma içini katınca, ortaya Enginarı Kıymaladık çıktı. Bakınız şöyle yapılıyor.

Ne lazım?

- 7-8 adet orta boy enginar
- 2 adet orta boy soğan
- 250 gr kıyma (yarı dana yarı kuzu koyabiliyoruz. Tercihen)
- Bir çay fincanı pirinç
- Bir avuç kuş üzümü
- Bir avuç ceviz (dolmalık fıstık da olur, lakin ceviz daha hoş oluyor bence. Dikkat! Cevizi dişe gelecek biçimde küçültüyoruz. Robotla parça pinçik etmek yok.)
- Bir klasik çay bardağı (ince belli olanından) zeytinyağ
- Bir yemek kaşağı tereyağ
- Bir tatlı kaşığı tarçın
- Bir tatlı kaşığı yeni bahar
- Bir tatlı kaşığı tuz
- Bir tatlı kaşığı şeker
- Yarım limon
- Yayvan bir tencere


Peki ne zamak lazım?

Tenceremize zetinyağ ve teryağını koyup, orta hararetli ocakta kızdırıyoruz. Tereyağı tamamen eriyip küçük boncuklar çıkardığında soğanları atıyoruz. Soğanlar mağlum rengi alınca önce cevizi sonra kıymayı atıp bu üçlüyü biraz daha çeviriyoruz. Adından baharatı, ıslattığımız princi ve kararında suyu da ekleyip 10-15 dakika tıkırdatıyoruz. Ben pirinci yıkadıktan sonra sıcak suda yumuşatıyorum. Vitamin ve lezzet açısından bu suyu direk yemeğe atmayı tercih ediyorum. Karışım suyunu çekince cam bir kaseye alıyoruz ve tencereyi büyükçe bir bardak sıcak suyla çalkalayıp bu suyu da bardağa geri boşaltıyoruz. Yine bu işlem de lezzet için mühim bir taktik. Enginarları tencereye yerleştirip, içlerini  hazırladığımız karışımla dolduruyoruz. Artan karşımı tencerenin boşluklarına eşit olarak yayıyoruz. Ardından bardaktaki suyu tencerinin bir kenarından yavaş yavaş boşaltıyoruz. Burada karışımı havalandırmamak için çok usul usul davranmak mühim. Sıktığımız yarım limonun yarısını da - bu yarının yarısı önemli! yoksa pek ekşi olur maazallah- aynı incelikle ekledikten sonra, 45-50 dakika arası kısık ateşte pişiriyoruz.

Yanında taze naneli, reyhanlı patates salatası güzel eşlik edebilir.


Afiyet bal ve şeker...  ;) 

SAD


6 Haziran 2015 Cumartesi

Uydurukçu'dan dünyaya! Deneme bir ki.. bir ki... Kokular geliyor mu acaba?



Fotoğraf SAD

Merhaba!

Birkaç zamandır çevremdekilerin ısrarlı bıdırdamaları üzerine buradayız. Uydurukçu mutfakta...


Uydurukçu Mutfak benim mutfaktaki onu ona karıştırıp, yeni lezzetler ortaya çıkarmamdan doğan bir proje. Ve aslında ilerde kocaman bir masada birbirini tanımayan grupların beraberce yemek yedikleri, açık mutfak, tamamına hi-fi sistem kurulmuş, müzikleri sizin seçebileceğiniz, tahta, seramik,cam, pamuk ve keten gibi neredeyse tamamının organik kullangaçlar ile döşendiği bir lokanta hayalinin sanal hali...

Niyetim her hafta birer ikişer tamamen kendi kendime uydurduğum, ordan burdan alıp içine Seben'ce bir şeyler kattığım ya da çok geleneksel bir tadı yeni baharatlarla şenlendirdiğim tarifler ve bu tariflerin hikayelerini sizlerle paylaşmak.

Şimdiden afiyetle,

SAD